13 Ekim 2013 Pazar

BULDUM...BULDUMMMM



"Fırın küreği düzeldiğinde ekmek yapacak hamur bitermiş, insanın işi tam düzeldiğinde ömür bitermiş"

Bu söz kimindir bilmiyorum, Facebookun faydaları işte, orada rastladım ve belli ki kaybolan yılların ardından bilgeleşmiş kişilerce söylenmiş anonim bir söz olarak faceten face'e destan gibi yayılmış, duymamız lazımmış ki, bize de ulaşmış .

Her gün ayrı dertle boğuşup İstanbul'daki köprü trafiğini anımsatan iş yükümüz karşısında "n'apacaz biz" bunalımını yaşarken odadaki arkadaşlardan biri Arşimetvari bir çıkışla buldum ben çözümü; bu dosyalardan zevk alacağız dedi. Önce hepimiz güldük bu fikre ancak biraz düşününce iyi çözümlerin hep kolay yollardan olduğunu farkedip ona hak verdik.Geriye nasıl zevke dönüşecek sorusunu yanıtlamak kaldı:) Anlayacağınız sorun bayağı bir çözülmüş durumda:)

Yıllar önce birlikte çalıştığımız bir arkadaşım vardı. O zamanlar da ayrı bir iş yükü altında eziliyorduk, (neymiş demek ki rahmetli anneannem haklıymış, iş dediğin mezarda biter, orada dinleniriz artık derdi, işiniz, derdiniz yoksa ölmüş olabilirsiniz.)  İşte bu arkadaşım hayat üstüne üstüne geldikçe işi mizaha vurmayı becererek nefes alan güçlü bir yapıya sahipti. Dışarısı soğuksa içeride olmanın şansının farkında, her haline şükrederdi. Hayattan küçük zevkler almasını bilir, belirli aralıklarla işe ara verir, sonra daha konsantre biçimde dönerdi işinin başına. Misal dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağarken hemen pencere kenarına koşar, eline de mis kokan bir kahve fincan alır, bu harikulade tabiat olayını bir keyfe dönüştürmeyi becerirdi. Galiba zor bir hayattan gelen insanlar bunu başarıyor. Küçük şeylere üzülmüyor, çünkü çok daha büyük imtihanlardan geçerek bir üst basamağa geçmişler. Ama küçük şeylerden zevk almayı da biliyorlar ki bu durum onları ayakta tutuyor, enerji veriyor, çevrelerine de pırıl pırıl bir ışık saçmalarına sebep oluyor.

Güçlü insanlarla birlikte olmak da insana motivasyon sağlıyor. Sürekli işinden, evinden şikayet eden insanlar, Vasfiye Teyze misali enerji vampirleri yani, hayatımızı ele geçirdiğinde ne çektin be sen diyerek insanı ümidin bahar soluğundan yeisin karanlık kışına atıveriyor.

Çevrenizde size enerji veren, bahar denince sonbaharı değil de ilkbaharı hatırlayan, hatırlatan insanlarınız bol olsun ki, her sabah güneşin yeniden doğuşundaki umut, uyku ile tam şarj olarak başladığınız gün içinde hiç eksilmesin.  

En iyisi biz işimizi sevelim, kim bilir belki bir gün o da bizi sever:)) Hatta bir bakarsınız günün birinde Evreka, Evraka diyen bir madalya gelip sizin boynunuza sarılmış, bir ömür seni aradım sonunda buldum diyerek coşkusunu sunmuş olur.Geride hoş bir seda bırakarak yaşayacağımız güzel günler hepimizin olsun.

HANDAN KILIÇ  

2 yorum:

  1. Herzamanki gibi nefis bir yazı olmuş. Birşeyler kazandım

    YanıtlaSil
  2. ne güzel bir şeyler kazandım diyen insanın burda olması:) özgürce dalgalarını kumasala bırakan deniz misali yorum yazıp çekilmesi:))

    YanıtlaSil